David ve Goliath – Haifischbecken'deki CBR500R
İşte burada, küçük Honda CBR500R, 1000PS en iyi zaman test pistimizde büyük kardeşleriyle çevrili. 471 cc hacimli paralel-twin motoruyla 8600 devirde 48 beygir gücü üreten bu motosiklet, David ve Goliath gibi hissettiriyor, ancak test pistimiz acımasızca demokratik – burada sadece saf performans önemli. Ancak tur zamanlarına dalmadan önce, bu kompakt sporcuya daha yakından bakalım.
Görünüm vs. Gerçeklik – İki Ucu Keskin Kılıç
Görünümün beklentilerimizi nasıl etkilediği büyüleyici. Retro tarzı CL500'de performanstan olumlu anlamda şaşırmıştım. Ancak CBR500R, agresif Supersport görünümüyle daha yüksek beklentiler uyandırıyor – ki bu beklentileri her zaman karşılayamıyor. Spor bir pozisyonda oturuyorsunuz, yarışa hazır hissediyorsunuz, ancak 5600 devirde 43 Nm tork üreten motor sizi biraz sabırsızlandırıyor. Daha fazla devir, daha fazla alt devir gücü – seledeki dilekler bunlar.
Handling – Altın Orta Yol
CBR500R'nin puan topladığı yer kesinlikle handling. 1410 mm dingil mesafesi ve 64,5 derece kafa açısıyla, erişilebilirlik ve stabilite arasında mükemmel bir denge sağlıyor. Yeni başlayanlar için fazla sinirli değil, ancak deneyimli sürücülere de yüzlerinde bir gülümseme yaratacak kadar stabil. Bazı naked bike'larla karşılaştırıldığında, CBR pistte çok daha rahat hissediyor. Bu, hızlı bir şekilde sürülebilecek, ancak aşırıya kaçmadan, Supersport dünyasına giriş için mükemmel bir motosiklet.
Süspansiyon – Sportif ama Konforlu
Önde Showa'nın Big Piston teknolojisine sahip 41 mm ters çatalı, arkada ise Pro-Link bağlantılı bir monoshock çalışıyor. Her ikisi de ön yük ayarlanabilir. Hem yolda hem de pistte iyi performans gösteren bir setup. Elbette burada bir yarış cihazından bahsetmiyoruz. Ancak motosiklet, pistte hızlı virajlar almak için yeterince stabil ve hassas!
Sporun Sınırları – Eğim Açısı ve Frenler
Elbette bir noktada sınırlara ulaşıyorsunuz. Eğim açısı sadece zorunlu "korku tırnakları" ile sınırlı değil, aynı zamanda egzoz tarafından da kısıtlanıyor. Bu, safkan bir Supersport değil, günlük kullanıma uygun bir uzlaşma.
Frenlerde de radikal Supersport'lara göre farkı hissediyorsunuz. Önde 296 mm çift disk ve Nissin'in çift pistonlu radyal kaliperleri günlük kullanımda işini yapıyor, ancak pistte bazen daha fazla ısırık istiyorsunuz.
Pratiklik – Gizli Güç
CBR500R'nin belki de Extreme Track Performance'da eksik kaldığı yerleri, günlük kullanımda telafi ediyor. İşçilik kalitesi tipik Honda seviyesinde – yani kusursuz. Ergonomi doğru, kontrol elemanları düşünülerek yerleştirilmiş. 785 mm sele yüksekliği ile daha kısa sürücüler için de erişilebilir. 17,1 litrelik yakıt tankı iyi menziller sağlıyor. Bu, sadece pistte değil, günlük kullanımda da iyi performans gösteren bir motosiklet.
Lastikler – Sınırlayıcı Faktör mü?
Testimizde göz ardı edilmemesi gereken bir faktör lastiklerdi. Montajlı Michelin Road 6 (önde 120/70 ZR17, arkada 160/60 ZR17) mükemmel bir çok yönlü lastik, yağmurda bile iyi performans gösteriyor. Ancak test pistimizdeki 40 dereceyi aşan asfalt sıcaklıklarında sınırlarını gösteriyor. Gerçekten hızlı tur zamanları için daha sportif bir lastik daha fazla potansiyel açığa çıkarabilir.
Sonuç – Spor Dünyasına Mükemmel Giriş
Honda CBR500R, iyi bir viskinin ilk yudumu gibi – daha fazlasını istemenizi sağlıyor, ancak sizi hemen yere sermiyor. Sportif his, günlük kullanım ve stilin büyüleyici bir karışımını sunuyor. Supersport dünyasına adım atmak isteyen, ancak kendini hemen zorlamak istemeyen yeni başlayanlar için CBR500R iyi bir giriş olabilir.
Evet, pistte büyük kardeşleri tarafından gölgede bırakılıyor. Ancak burada mesele bu değil. CBR500R bir vaat – heyecan verici viraj sürüşleri vaadi, hayatınızı öngörülemeyen bir yarışçının ellerine bırakmadan.
Sonunda tek bir soru kalıyor: CBR500R ile gerçekten ne kadar hızlıydım? Bunun cevabını yakında videomuzda bulacaksınız – kemerlerinizi bağlayın ve heyecana ortak olun! Kesin olan bir şey var: Küçük Honda belki en hızlı tur zamanlarını yapmıyor, ancak bunu yaparken çok eğlenceli. Ve motosiklet sürmenin gerçekten neyle ilgili olduğunu düşündüğümüzde, bu yeterli değil mi?